KRİZ YÖNETİMİ’NDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER : BP ÖRNEĞİ

Bu yazıda sizlerle yaklaşık 3.5 aydır, Meksika Körfezi’nde BP’nin petrol kuyularından sızan petrolle ilgili, halkla ilişkiler  ve kriz yönetimi açısından doğrular ve yanlışlar üzerine bir yazı yazmak istedim. Konu ile ilgili yazımı yazmadan önce hafızamı da tazelemek adına ntvmsnbc.com arşivde konu ile ilgili haberleri tarattım ve tamamına yakınını tekrar okudum.

Şimdi bu değerlendirmelerle beraber  bir kriz yönetim sürecinde nelere dikkat etmek gerekir sorusunu BP Meksika Körfezi olayı ile beraber inceleyelim.

Bu yazıda yazdıklarımızın bir kurumu eleştirmek veya kötülemek gibi bir amacı yoktur. Halkla ilişkiler açısından örnek bir olayın incelenmesi ve bu olaydan ders çıkarılması amacı yatmaktadır.

Öncelikle olayı kısaca hatırlayalım. 20 Nisan’da  BP’nin Meksika Körfezi’nde sondaj yapan petrol platformunda bir patlama gerçekleşiyor. Patlamada 11 işçi hayatını kaybediyor ve iki gün sonra da platform batıyor. Platformun batması ile birlikte  Meksika Körfezi’ne petrol karışıyor. Farklı sayılar telaffuz edilmesine rağmen yaklaşık günlük  35 bin varil ( bu rakam ntvmsnbc.com dan alınmıştır ) petrol denize karışarak bir felakete ve çevre katliamına sebep olmuştur. Çok kısaca olay bu şekilde. Burada satırlara yazmak kolay ancak aslında bu olayın çevreye olan etkileri çok büyük. Bu da olayın ayrı bir boyutu.

Read more

Birileri Cebimize Gelen İstenmeyen Mesajlara Dur Demeli

Bugün yazmak istediğim konu, toplumdaki birçok kişinin benim gibi  rahatsızlık duyduğuna inandığım bir konu.

Telefonuma bir dün içinde defalarca gelen bazı bankaların ve firmaların reklamlarına ilişkin mesajlar.

Telefonumda çok önemli bir konu ile ilgili haber beklerken, heyecanla gelen mesaj uyarısına bakıp bilmem ne bankasının bilmem ne ile ilgili kampanyasının reklamı ile karşılaşmaktan ciddi şekilde rahatsızlık duyuyorum.

Bilindiği üzere aslında reklamlara muhatap olmak izleyicinin insiyatifine bırakılmalıdır. Bunun için reklam kuşağı denilen bir husus var, bunun için isteyen reklam kuşağını izliyor.

İsteyen reklam kuşağını geçiyor.

Bunun için filmlerde insanlara çaktırmadan ” gizli reklam” şeklinde ürünlerini tanıtmaya çalışanlara ciddi şekilde para cezaları veriliyor.

Demek ki buradan ne sonuç çıkıyor : “Reklam işi gönüllü izleyici esasına dayalı olmalı”.

Read more

Sır Üzerine

Aşkname’den İskender Pala’nı sır olma üzerine çok güzel sözü :

“Sır olan paylaşılmaz; paylaşılan da sır olmaktan çıkar. Hem paylaşmak, hakikatte sadakatsizliktir, emanete hıyanet sayılır. Gökkubbenin altında öyle şeyler vardır ki bir kişi bildi mi, bir daha hiç kimse bilmemek gerektir.” İskender PALA ,  Aşkname,  Sayfa 4.

Türk Basını’nın Terör Olayları İle İmtihanı

Yaz ayları ile beraber basının ve Türkiye’nin gündemine bazı kirli eller tarafından konulan “ terör” olayları konusunu basının nasıl sunduğu ile ilgili, her haberleri izlediğimde aklıma aynı soru geliyor ?

Basın haberleri verirken “basın etiği” konusuna ne kadar dikkat ediliyor ?

Basın haberleri aktarırken, sunuş biçimleri itibari ile,  farkında olmadan acaba teröristlerin istediği amaca ulaşmalarına dolaylı olarak yardımcı olmuyor mu ?

Öncelikle terör konusunun sadece ülkemizin değil, aslında tüm dünyanın başının belası bir konu olduğunu belirtmekte fayda var. Ülkemizin de yaklaşık 30 yıldır kanayan yarası olan bu soruna siyasilerin, askeriyenin, sivil insiyatifin hep beraber tez amanda çözüm getirmesini temenni ediyorum.

Benim özellikle değinmek istediğim “terör” olaylarına basının yaklaşımı ve bu olayların kamuoyuna duyurulma şekli.

Ülkemiz basını (  herhangi bir kuruluşu veya grubu ayırt etmeden  söylüyorum)  bence terör olaylarını haber yapmada çok temel hatalar yapıyor.

İlk önce  şunu söyleyelim basının haber değeri açısından elbette terör saldırıları haber değeri taşımaktadır. Kamuoyunun yaşananlar konusunda medyadan bilgi alması en doğal hakkıdır. Dolayısıyla basının sorduğu “ ne yapalım, haber yapmayalım mı ?” sorusunun cevabı, kesinlikle bu olaylar haber yapılacaktır. Bunda tartışma yok.

Ancak sorun olayların “haber yapılması değil”, sorun olan “ olayların nasıl haber yapıldığıdır”.

Read more

Halkla İlişkiler mi ? Propaganda mı ? Farkı ne ?

Halkla ilişkilerle meşgul olanların aralarında temel tartışma konularından biri üzerine yazmak istedim.

Konu çok uzun olmasına rağmen burada sadece birkaç ana fikir vermek istiyorum.

Halkla İlişkiler ve Propaganda birbirinden çok rahat bir şekilde ayrılabilir.

Nedir bu iki fiili birbirinden ayıran. Yoksa birbirine benzer yanları da var mıdır ?

Öncelikle kafa karışıklığına sebep olan benzerliklerle başlayalım.

Aslında halkla ilişkiler de propaganda da belli  bir hedef kitleye seslenir.

Aslında halkla ilişkiler de propaganda da hedef kitlenin kanaatlerinde değişiklik isteyerek yapılır.

Aslında halkla ilişkiler de propaganda da benzer araçları kullanır ( kitle iletişim araçları yani gazete, radyo, televizyon, internet vb )

Read more

Kriz Yönetiminin Gözden Kaçan Noktası

Kriz yönetimi konusu halkla ilişkiler alanının en temel çalışma konularından biri.

Kriz yönetimi konusunda çeşitli ve çok doğru ilkeler zaten belirlenmiş durumda.

Fakat kriz yönetimi ile ilgili çok temel bir konu atlanıyor diye düşünüyorum.

Kriz doğmadan önce, beklenmeyen durumların yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması aslında kriz yönetiminin en temel ilkesi olmalı.

Yani kriz yönetiminin ilk ilkesi olarak ” Kurum temelli kriz doğabilecek unsurların önünü kes”.

Çünkü kriz doğduktan sonra zaten yapılacaklar ana hatlarıyla belli.

Read more

İş Bankası’nın “İlk Bankamatik Reklamı” Analizi

İş Bankası’nın Bankamatik temalı reklamlarının ilk filmini burada sizlerle analiz etmek istiyorum.

Reklam filmlerinin başarısını ben filmdeki “mizah kullanımı”, ” doğru oyuncu seçimi”, “iyi kurgu” üçlemesine bağlıyorum.

Şimdi reklamın sözel unsurlarından yola çıkarak, reklamı analiz etmek istiyorum.

Reklamda kullanılan söylemleri “konuşma” başlığı ile benim yorumlarımı ise “analiz” başlığı ile sunacağım.

Reklam Mehmet Ali Alabora’nın aşağıdaki konuşmalarıyla başlıyor.

Konuşma :  Türkiye’de karşılaştırmalı reklam yapılmaz diyorlar. Neden ? Kim demiş?

Buyrun yapıyoruz.

Üstelik kendimizi İş Bankası ile karşılaştırıyoruz.

Analiz :    Burada çok güzel bir gönderme var. Türkiye’de bir markayı diğeri ile karşılaştırmalı olarak reklam filmi çekemezsiniz. Bu sebeple hep deterjan firmaları A firması ile ” diğer deterjan” veya “sıradan deterjan” diye reklam yaparlar. İş Bankası burada bu kurala gönderme yapmış ve sonrasında da demiş ki : Biz İŞ Bankası ile kendimizi kıyaslıyoruz.

Read more

İş Bankası “Bankamatik” Reklamları : Keskin Mizah ve İyi Kurgu

İŞ Bankası’nın Mehmet Ali Alabora ile çekmiş olduğu Bankamatik temalı reklamları çok beğendim.

Reklam kuşaklarında özellikle bu reklam geldiğinde başından sonuna izler oldum.

Sebebi ise reklamdaki “mizah” unsurunun keskin ve ince kullanımı ve reklamların iyi kurgusu.

Bankamatik reklam serisinin devam filmleri de aynı kaliteyi sürdürdü.

İş Bankası ve reklamı çeken ajansı tebrik ederim.

Bu konu ile ilgili analiz ikinci bir yazı ile sizlerle paylaşacağım.

Vodafone İş Ortağım : Denizli Reklamı

Diğer yazıda yazmış olduğum Vodafone Reklamları ‘nın ikinci filmine ilişkin görüşlerimi de sizinle paylaşmak istiyorum.

Bu reklam da diğeri gibi tema olarak Vodafone’la çalışan bir işletme yöneticisi ile çekilmiş. İnsanları etkilemenin önemli bir unsuru “ben iyiyim” demek yerine “birilerine o iyi dedirtebilmek”.  Yoksa firma çıkıp sabahlara kadar ben iyiyim desin, tesiri istenen düzeyde olmayacaktır.

Reklamın genel teması yine çok “samimi”. Bu reklamda Vodafone bir çalışanı ile yani Denizli şube temsilcisi “Lütfü” ile özdeşleştirilmiş.

Read more

Vodafone İş Ortağım: Tekstil Reklamı

Televizyonda izlediğim reklamlar arasında Vodafone’un yaptığı “ İş Ortağım Temalı” reklamlarını çok beğendim. Kısaca reklamların  beğendiğim özelliklerini burada paylaşmak istiyorum.

Reklamlar firmalarda çalışan gerçek kişilerle çekilmişi yani reklam oyuncuları ile değil. Bu reklamda önemli bir unsur olan samimiyete atıfta bulunuyor.

Benim öne çıkarmak istediğim reklam VOG Tekstil Firması ile ilgili reklam.

Read more