Halkla İlişkiler Eğitiminin Güncel Sorunları 3
Halkla İlişkiler Eğitiminin Sorunları başlıklı yazımın üçüncü sorunu ile devam edelim.
Sorun 3 : Kuram ve Uygulama Dengesi arasındaki sorun.
Bu konu aslında üniversitelerin birçok alanı ile ilgili konuşulan bir konudur.
Bu soruna ilişkin iki farklı görüş vardır. Bunlardan birincisi kuram eğitimi üniversitede yetersiz kalıyor, daha fazla verilsin diyen “kuramcı” ekol.
Bir diğer akım ise “ efendim kuram kuram dedik. Öğrenci teoriden habersiz kaldı. Sonra sektöre atılınca dusan çıkmış balık gibi oluyorlar “ diyen “pratikçi” ekol.
Peki bu görüşlerden acaba hangisini dikkate almalıyız. Bu konuda bir tercih yapmak mecburiyetinde miyiz ?
Aslında ben her iki ekolün de kendi içinde doğruları olduğunu düşünüyorum.
Ancak çözüm yolu olarak ben farklı bir öneriden yanayım.
Üniversitelerin 3 ve 4. Senelerinde bence öğrencilere bir tercih yaptırılmalı ?
Bu alanda akademisyen olmak ve ya öğretmen olmak ideali olanlara daha kuram ağırlıklı bir eğitim verilmeli. Çünkü gerçekten bu eğitim sisteminden mezun olup akademisyen olmak isteyenlerin bu işle ilgili bilimsel çalışma yapmak isteyenlerin adeta insan üstü bir gayretle kuram bilgisi takviyesi yapması gerekiyor.
Öğrenci ben akademisyen olmak gibi bir gayeye sahip değilim, ben alanda çalışmak istiyorum diyorsa, bu öğrenciye de pratiğe daha fazla yer veren seçmeli dersler imkanı yine 3 ve 4. Sınıfta tanınmalıdır.
Eğer bu ayrımı yapmazsak mevcut sistemde, akademisyen olmak isteyen yeterli kuram eğitimi alamıyor eksik kalıyor, sektörde çalışmak isteyen de yetersiz pratik donanımla mezun oluyor, dolayısıyla bu sistem her iki grubu da mutsuz ediyor.
Tabii ki bu söylediğim için YÖK’ün, birkaç üniversite rektörü ve dekanının taşın altına elini koyup şu an için köklü bir değişiklik olarak gözükecek bu değişimlere imza atmaları gerekiyor.