1981 yılında Sakarya’nın merkez ilçesi Adapazarı’nda akademisyen bir baba ve ev hanımı bir annenin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldim. İlk, orta ve lise eğitimini Adapazarı’nda tamamladım.
1999 yılında lise eğitimini tamamladı ve üniversite sınavına girdim. İlk denemesinde sınavda herhangi bir üniversiteye yerleşemedim. İkinci kez ÖSS sınavına girdiğinde ise Trakya Üniversitesi Edirne Meslek Yüksekokulu Halkla İlişkiler Programı’nı kazandım.
2000 – 2002 yılları arasında Edirne MYO Halkla İlişkiler Programı’nı yüksek bir akademik başarı ile tamamladım.
Meslek Yüksekokulu eğitiminin ardından iki yıllık okullardan dört yıllık okullara geçişi sağlayan “Dikey Geçiş Sınavı”na başvurdum. İlk sınavda herhangi bir üniversiteye yerleşemedim.
Bu arada iş arayışlarına girdim. 2003 yılı Ocak ayında İstanbul’da Türkiye’nin önde gelen iletişim danışmanlığı şirketlerinden biri olan ve benim için adeta bir okul olan Bersay İletişim Danışmanlığı adlı şirkette operasyon grup üyesi olarak çalışma fırsatını buldum.
Yaklaşık 8 aylık bir çalışmadan sonra DGS sınavını kazanınca eğitim hayatına devam etmek üzere Bersay İletişim Danışmanlığı’ndan ayrılmak zorunda kaldım.
İkinci kez girdiğim DGS ( Dikey Geçiş Sınavı) ile Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nü okumaya hak kazandım.
Önce intibak yani uyum yılını sonra da üç ve dördüncü sınıfı okuyarak Gazi Üniversitesi Halkla İlişkiler eğitimimi de yüksek bir akademik başarıyla tamamladım. Eğitimimin esnasında Türkiye Büyük Millet Meclis Basın ve Halkla İlişkiler Birimi’nde staj yapma imkanı buldum.
2007 – 2009 yılları arasında Türkiye’nin önde gelen araştırma şirketlerinden biri olan ANAR Araştırma (Ankara Sosyal Araştırmalar Merkezi) saha koordinatör yardımcılığı görevini yürüttüm. Bu süre zarfında sosyal bilimlerde araştırma alanı ile ilgili teorik bilgisini pratik ile birleştirme imkanına sahip oldum. Bu iş yerinde de çok önemli deneyimler edindim.
Daha sonra çalıştığım iş yerinden akademik çalışmalarını tamamlamak üzere ayrıldım ve 2009 Şubat ayından bu yana Düzce Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu’nda Halkla İlişkiler, Genel ve Teknik İletişim, İşletme Becerileri Grup Çalışması, Yeni İletişim Teknolojileri, Müşteri İlişkileri Yönetimi, Sözel İletişim ve Hitabet derslerini vermekteyim.
2013 yılı Haziran ayı itibarı ile daha önce ikinci üniversite olarak okumaya başladığım Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun oldum.
Yine 2013 yılı içinde Haziran ayı itibarı ile Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Halkla İlişkiler ve Tanıtım Ana Bilim Dalı’nda ” Siyasal İletişim ve Sosyal Medya Kullanımı: Düzce Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma” adı ile hazırlamış olduğum yüksek lisans tezimi tamamladım.
2014 yılında Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde Halkla İlişkiler alanında doktora eğitimine başladım, 2017 Yılı’nda “Siyasal Argümantasyonda Metafor ve Metoniminin Rolü 7 Haziran ve 1 Kasım Seçimleri Örneği” başlıklı tezimle doktora eğitimimi tamamladım.
Bundan sonra kalan hayatımda akademik çalışma alanlarımla ilgili makale, kitap v.b. çalışmalarla kalıcı eserler bırakmayı hedefliyorum…
1982 sivas doğumlu.kocaeli üniversitesi bilgisayar programcılığı ve gazi üniversitesi endüstriyel teknoloiji eğitimi mezunu..halen istanbulda bir ilköğretim okulunda öğretmen olarak görev yapıyor..Ömer Faruk Özgür ile ilk konuştuğu andan itibaren onun çok başarılı bir öğretim görevlisi olacağını düşünüyor.
Abdullah kardeşim yazdıların için teşekkür ederim.
Ben de senin çok iyi bir öğretmen olacağını düşünüyorum.
Temennim yaptığımız işlerde gerçekten hakkını vererek başarılı olmak.
Bu manada Allah utandırmasın, her daim bizlere muvaffakiyetkler versin dilerim.
Sevgili hocam,
Öncelikle sizin gibi birisinden ders aldığım için gurur duyuyorum. Ders işleyişiniz hangi saatler arasında olursa olsun öğrencinin dikkatini çekmeyi başaran, yorgun olsam dahi “Off daha 2 saat daha var” demek yerine “İyi ya Ömer Hoca geliyor derse” dememi sağlayan ender hocalarımızdan birisiniz. İlk derse girdiğiniz günden itibaren, biz öğrencilere bir birey olacaklar gözüyle ve saygısıyla ders anlatırken, yaptıklarınızdan ve söylediklerinizden etkilendiğim için bu yazıyı size yazmak istedim. Dersi sürekli yüksek tempoda anlatıyor oluşunuz ve her hafta bunu sürekli yapmanız, yoğun bir takvim döneminiz olmasına rağmen bunu derse ve bize yansıtmadığınız için size yine teşekkür ediyorum. Bir dersimizde “Acaba öğrenciler beni sevecek mi, dersimden zevk alıyorlar mı?” sohbeti geçmişti merak etmeyin hocam gayet severek dinliyor ve sayıyoruz:)
Bana öğrettiğiniz her şey için size teşekkür ediyor, hayatınızda başarılarınızın devamını diliyorum. Sağlıcakla kalmanız dileğiyle..
Saygılarımla..
Değerli Öğrencim,
Yazdıklarınızla beni memnun ettiniz. Ben de yazdığınız güzel düşünceler için size teşekkür ederim.
Öncelikle belirtmeliyim ki bir öğretim elemanının dersten keyif alması büyük oranda öğrencilerine bağlı.
Eğer öğrenciler dersteki öğretim elemanına enerjik bir şekilde dersi dinlemeye istekli ve gayretli olduklarını gösterirlerse öğretim elemanı da yüksek bir performans gösteriyor, öğrencilerin bu tavrından motive olduğu için.
Yok eğer örenciler öğretim elemanına bıkkın, bezgin bir şekilde bakıyorlarsa örencilerin bu olumsuz elektriği öğretim elemanını haliyle etkiliyor.
Dolayısı ile eğer derslerimiz hem öğretici hem de keyifli geçiyorsa bunda sizin katkınız büyük.
Zaten eğitim ve öğretim işinin de büyük bölümü aslında sizlerin sorumluluğunda, bizler size yapabiliyorsak bir kapı açıp yol göstermekle sorumluyuz bir nevi.
Ama o yolda yürüyecek adım atacak koşacaklar sizlersiniz.
Ben de size ve tüm öğrencilerime zihin açıklığı ve hayatta başarılar diliyorum.
Yolunuz ve bahtınız açık olsun.
Allah yar ve yardımcınız olsun.